Osmanli Camii Bad Schwalbach
  Camii Namazi Adabi
 
CAMİ ÂDÂBI VE NAMAZ
 
Camilerde hocalarımız, nasıl abdest alınacağından, nasıl namaz kılınacağından, cami âdâbından pek bahsetmiyorlar. Bahsedenler varsa da çok azdır. Arkadaşlarımın çoğuna sordum. Abdest alırken ayaklarını üç ayrı su ile üç defa yıkamaları, her yıkayışta parmak aralarını hilâllemeleri gerekirken, musluğun altına tutup birkaç kere yıkadıklarını söylediler. Hâlbuki üçten az veya fazla yıkamak mekruhtur. Üç kere yıkayabilmek için ya musluğu her seferinde kapatmak veya ayağı akan sudan çekmek gerekir.
 
Şimdi camide riâyet edilecek önemli hususlardan bazılarını bildirelim:
1- Camiye girenin orada namazı bekleyenlere selam vermesi iyi olur. Fakat camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak, sünnet ile farz arasında bir şey okumak, konuşmak ve nafile namaz kılmak sünnetin sevabını yok eder. Vakit az ise, tefekkür veya kalben zikretmeli, vakit fazla ise, kaza namazı kılmalı! Eğer Kur’an-ı kerim okunuyorsa, dinlemek çok sevaptır. Sabahın sünnetini evinde kılıp gelen kimse de, camiye gelince, konuşmaz, sesli olarak bir şey okumaz.
 
2- Camiye girince ön safa durmalı, yaşlılar var diye geride durmamalıdır! Birinci safta yer varken, ikinci safta durmak mekruhtur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En hayırlı saf, ilk saftır. Sevabı en az olan da geri saflardır.) [Müslim]
(İlk safın fazileti bilinseydi, oraya geçmek için kura çekilirdi.) [Müslim]
(Namaz kılarken ilk safta durmak iyi kimselere nasip olur.) [Müslim]
(Allah ve melekler ilk safta namaz kılanlara, salât ve selam eder.) [İ.Ahmed]
 
Cennete girmek için ne yapacağını soran bir zata, Peygamber efendimiz (müezzin veya imam ol) buyurdu. O da (yapamam) dedi. (Öyle ise namazını ilk safta kıl) buyurdu. (Buhari)
Ön safa geçerken kimseyi incitmemeli! Hadis-i şerifte, (Halkı incitmemek için ön safa geçmeyen, iki misli sevaba kavuşur) buyuruldu. (Taberâni)
 
3- Peygamber efendimizin mescidin sağ tarafında bulunmanın daha sevap olduğunu söyleyince, Eshab-ı kiram, mescidin sağ tarafını doldurmaya başladı. Sol tarafta açıklık kaldı. Bunu gören Peygamber efendimiz (Mescidin solundaki açıklığı dolduran, iki misli sevap kazanır) buyurdu. (Taberani) Demek ki, önce sağ tarafa durmak sol tarafa durmaktan daha sevaptır. Solda boşluk kalırsa burayı doldurmak sağ taraftan daha sevaptır.
 
4- Büyük camide cemaat bir saf da olsa, yine sık durmak gerekir. Safların sık olması, rahmetin gelmesine sebep olur. Saflar sıklaştırılıp omuzlar birbirine sıkıca değmelidir! Eshab-ı kiram safta çok sık durduğundan elbiselerinin omuzları eskirdi. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namazda omuz omuza sık durun! Açıklıkları kapatın ki, şeytan girmesin!) [Hakim]
(Hak teâlâ safı sıklaştırana rahmet eder, safta boşluk bırakana gazap eder.) [Nesai]
(Saftaki boşluğu dolduranın günahları affolur.) [Bezzar]
 
5- Büyük camide ayaklar ile secde yeri arasından, küçük camide, ayakları ile kıble duvarı arasından geçen günaha girer. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir kimse, namaz kılanın önünden geçmenin, ne kadar çok günah olduğunu bilseydi, geçmeyip, yüz yıl beklemeyi tercih ederdi.) [İbni Mace]
Herkesin gelip geçeceği yere durana da günah olur. Ancak ön safta boş yer var iken, boşluğu doldurmak için namaz kılanın önünden geçmek günah olmaz. Çünkü bu kimse, kendisine olan hürmeti kaldırmış demektir. Namaz kılanın önünden, insan veya hayvan geçmekle namaz bozulmuş olmaz. Namazı bir sütre, yani direk gibi bir şeyin arkasında kılmak gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Namaza dururken sütre koyun! Geçmek isteyene mani olun!) [İbni Mace] [Geçene işaretle, yüksek sesle okumakla mani olmak caiz ise de, bunları yapmamak daha iyidir.]
 
6- Camide konuşmak, gülmek, şakalaşmak sevapları yok eder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mescitte dünya kelâmı söyleyenin ağzından kötü bir koku çıkar. Melekler, “Ya Rabbi, bu kulun mescitte söylediği kelâmdan dolayı, ağzından çıkan fena koku bizleri rahatsız ediyor” derler. Hak teâlâ da buyurur ki: “İzzim, celâlim hakkı için, onlara büyük belâ veririm.”) [Ey Oğul İlm.]
Camiye girince, önce iki rekat tehıyyet-ül-mescid namazı kılıp veya başka ibadet yapıp, itikâfa niyet ettikten sonra, yüksek sesle olmamak şartı ile konuşmak caizdir. İhtiyaç olmadan mescitte konuşulmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ahir zamanda bazı kimseler, mescitlerde dünyadan konuşacaklar, dünya kelâmı söyleyecekler. Onlarla beraber olmayın! Allahın böyle kimselerle işi yoktur.) [İbni Hibban]
 
Mescide girince, farz veya başka namaz kılınınca, tehıyyet-ül-mescid namazı da kılınmış olursa da, sünnete veya farza başlarken, (Vaktin sünnetine ve tehıyyet-ül-mescid namazına) diye niyet edilirse, niyetinin de sevabını alır.
 
7- Sünnet ile farz arasında dua, sure veya üç İhlas okumamalıdır. Hele bunu âdet hâline getirmek bid’attır. İbadetlere ilave yapmak dini değiştirmek olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri bizim gibi yapmayan bizden değildir) buyuruluyor. Peygamber efendimiz nasıl ibadet etmişse, mezhebimiz bunu nasıl bildirmişse, o şekilde ibadet edilir. (Şunu da yapalım, ötekini de ilave edelim) demek, dinde reform olur. Asla caiz olmaz. Sünnet ile farz arasında bir şey okumanın sünneti iskat [iptal] edeceği Bahr-ür-raık’ta da yazılıdır.
 
8- Cemaatle namaz kılınırken, sünnete başlamak mekruhtur. Sabah sünnetini kılmamış olan, sünneti kılarsa, cemaat ile namazda oturmayı da kaçıracağını anlarsa, sünneti kılmaz, hemen imama uyar. Cemaat ile 2. rekatta oturabileceğini anlarsa, sünneti caminin dışında, sofada [holde] çabuk kılar. Hol yoksa, içerde direk arkasında kılar. Böyle yer yoksa sünneti kılmaz. Çünkü, cemaat ile kılınırken, nafile kılmak mekruhtur. Mekruh işlememek için sünnet terk edilir. Cuma günü imam minbere çıkınca sünnete başlamak da mekruhtur.
 
9- Camide farzı yalnız kılmış olan, öğle ve yatsı namazlarında, yanında cemaatle namaz kılınmaya başlanırsa, ya cemaate uyup nafile olarak kılar veya camiden çıkar. Diğer üç namazı yalnız kılmış olanın, cemaat ile kılınırken bile, cemaate uyup nafile olarak kılamayacağı için, camiden çıkması vacip olur. Çünkü, cemaate uymamak günahtır.
 
10- Soğan, sarmısak gibi pis kokulu şey yiyerek, camiye gelmek de doğru değildir. Hadis-i şerifte (Sarmısak yiyen, kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmasın, insanın rahatsız olduğu şeylerden melekler de rahatsız olur) buyuruldu. (Taberani) Yağlı, kirli ve pis kokan iş elbisesiyle, kirli ayakla camiye gelip halkı rahatsız etmemelidir! Bazıları sigara kokusundan da rahatsız olur. Onun için ağzında ve elbisesinde sigara kokanlar da temizleyip, kokuyu giderdikten sonra camiye gelmelidir. Çıplak ayakla namaz kılmak Hanefide mekruhtur. Çorabı kirli olan ve temiz çorap da bulamayan kimse, halkı rahatsız etmemek, yani haram işlememek için çorapsız namaz kılabilirse de, mekruh işlememek için daha önceden tedbir alıp, eski de olsa, temiz çorapla camiye gelmelidir.
Müslümanların vücutları, elbiseleri, çamaşırları, yemekleri temiz olur. Temiz olunca da mikrop ve hastalık bulunmaz. Kur’an-ı kerimde, (Temiz olanları severim) buyuruluyor. (Bekara 222) Hadis-i şerifte de buyuruldu ki: (Müslümanlık temizlik dinidir. Temiz olun! Cennete ancak temiz olanlar girer.) [Deylemi]
 
11- İtikâfa niyet edenler hariç, camide bir şey yiyip içmek mekruhtur. Onun için camiye girerken itikafa niyet etmelidir. Ondan sonra ihtiyaç olursa yiyip içmek mekruh olmaz.       
 
12- Camide oturmak sevaptır. Hadis-i şerifte, (Beş şey ibadettir: Az yemek, camide oturmak, Kâbeye, Mushafa ve alimin yüzüne bakmak) buyurulmuştur. Camiye kötü niyetle, mesela ayakkabı çalmak için giren, günah işlemiş olur. Caminin Allahın sevdiği yer olduğunu düşünen kimse, burayı ziyarete de niyet ederse sevabı daha çok olur. Namaz kılmayı beklemek için, camide itikaf edip ahireti düşünmek için, vaaz dinlemek için de niyet ederse, her niyeti için ayrı sevaba kavuşur.
 
13- Çok kimse, sandalyeye, koltuğa oturmaya alıştığı için camide diz üstü oturamıyorlar. Ya bağdaş kuruyorlar veya ayaklarını dikerek oturuyorlar. Mecbur kalmadıkça, böyle oturmak edebe uygun değildir. Kur’an-ı kerim okumak Allahü teâlâ ile konuşmak demektir. Kur’an-ı kerim okunurken yaylanıp oturmak çirkin olur. Tesbih çekerken, zikrederken de mümkün mertebe diz üstü oturmaya gayret etmelidir. Müslümanların yanında da edepli oturmak gerekir. Peygamber efendimiz, kızının yanında bile bir defa olsun, ayağını uzatıp oturmamıştır.
 
Evliyadan bir zat, diz üstü otura otura yorulmuş, biraz da bağdaş kurayım demiş. Bağdaş kurup otururken, (Köle efendisinin yanında böyle mi oturur?) diye bir ses gelir. O da artık ömür boyu hep diz üstü oturur. Kul olan da zaruret olmadıkça, Rabbinin huzurunda edepli oturmaya çalışmalıdır.
 
14- Müezzinlik yapanların bazı hususları bilmesi gerekir. Mesela yürüyerek ikamet okunmaz. İkamet okurken el bağlanmaz. Üç istiğfar namazların sonunda okunur. Sabah ve ikindinin farzından selam verip Allahümme entesselamü... dedikten sonra, öğle, akşam ve yatsıda ise son sünnetten sonra okunur.
Müezzin, cemaatle namaz kılınırken arkada bir yerde durmaz, cemaatle beraber safa girer. Cemaatten arkada müezzin yeri denilen yerde yalnız başına durması mekruhtur.
 
15- Evde, camide veya minarede ezan kıbleye karşı okunur. Hayyealessalah derken sadece yüzü sağa, hayyealelfelah derken yüzü sola döndürmek sünnettir. Vücut döndürülmez. Minarede ise dönerek okurken de, göğüs kıbleden başka yöne döndürülmez.
 
Ezan okunurken, Resulullah efendimizin ismini işiten, iki elin baş parmaklarını, gözlerinin üstüne koyarak, (İki gözümün nurusun sen ya Resulallah) der. Hadis-i şerifte, (Salihler anılınca rahmet iner) buyuruldu. (İ.Ahmed)
 
Hz.Ebu Bekr-i Sıddık, ezan okunurken, Resulullahın ismini işitince, iki baş parmağının tırnağını öpüp gözlerine sürdü. Peygamber efendimiz, sebebini sorunca, (Ya Resulallah, senin mübarek isminle bereketlenmek için) dedi. Peygamber efendimiz, (Güzel yaptın. Böyle yapan göz ağrısı çekmez) buyurdu. Tırnakları göze koyunca, (Allahümmahfaz ayneyye ve nevvirhümâ) demelidir! [Şeyhzade]
İkamet okunurken böyle yapılmaz. Tırnaklar öpülüp göze sürülmez.
 
16- Atalarımız, camileri loş yapmışlardır. Fazla aydınlıkta kılmak, huşua engel olur. Bu bakımdan camilerde fazla ışık yakmak hem huşua mani olmak, hem de israf yönünden mahzurludur. Mübarek gecelerde, camide fazla ışık yakmak ise bid’attır. Kitap okurken, Kur’an-ı kerim çalışırken veya başka bir ihtiyaç halinde, ihtiyaç miktarı fazla ışık yakmakta mahzur olmaz.
 
17- Camiye küçük çocuk getirmek mekruhtur. Eğer çocuk zarar verir, kirletirse haram olur. Hadis-i şerifte, (Camiye çocuk koymayın) buyuruluyor.
 
18- Cemaate yetişilemeyecek bile olsa, yine camiye giderken koşmamalı. Peygamber efendimiz, (Namaza giderken koşmayın!) buyurmuştur. Cemaate yetişebilmek için koşmak mekruhtur.
 
19- Yolda konuşmayacaksa, sabahın sünnetini evde kılmalı. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Sabahın sünnetini evde kılmak, rızkın bereketine, ev halkı ile iyi geçime ve imanla ölmeye sebep olur.) [İmad-ül-islâm]
 
20- İmamın, son sünneti, farzı kıldığı yerde kılması mekruhtur. Cemaatin aynı yerde kılması caizdir. Yer değiştirmek için birini çekip ona sıkıntı vermemelidir!.    
 
21- Camide hikmet, güzel ahlâk, nasihat bildiren şiir ve ilâhileri ara sıra okumak günah değildir. Devamlı böyle vakit geçirmek mekruhtur.
 
22- Camilerde birinci cemaatin imamı mihrapta kıldırmazsa, mekruh olur. İmamı ve cemaati belli kimseler olan her camide, vakit namazları, imam mihrapta olarak, cemaat ile kılındıktan sonra, tekrar cemaatler yapılabilir. Ancak sonraki cemaatler, mihraptan başka yerde kılmalıdır! (Eğer sonraki cemaatin imamı mihrapta bulunur, ezan ve ikamet okunmazsa, mekruh olmaz) diyen âlimler de vardır. İhtiyaten sonraki cemaatler mihrapta kılmamalıdır! Yol kenarlarındaki belli bir imamı olmayan mescitlerde, ezan ve ikamet okunarak, mihrapta veya mescidin başka yerinde cemaatler yapılabilir. (Halebi)
 
23- İmam efendi, namazı uzatıp cemaati rahatsız etmemelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(İmam olunca namazı hafif kıldırın! Cemaatin içinde, küçük, yaşlı, hasta ve ihtiyaç sahibi olabilir. Yalnız kılarken uzatabilirsiniz.) [Buhari]
(İmam olan, Allahtan korksun, imamlık ettiklerinin sorumluluğunu yüklendiğini bilsin! Eğer imam namazı eksiksiz kıldırırsa, cemaatin sevabı kadar da imama sevap verilir. Eğer eksik kıldırırsa, günahı yalnız imama olur.) [Taberani]
 
24- Farzı yalnız kılan kimsenin yanında, o farzı cemaatle kılmaya başlasalar, birinci rekatta secde etmedi ise, ayakta iken, bir yana selam vererek, namazı bozar, imama uyar. Birinci rekatın secdesini yaptı ise, dört rekatlı farzlarda, iki rekat kılıp selam verir. Üçüncü rekatın secdesini yapmadı ise, ayakta bir tarafa selam verip bozar ve cemaate katılır. Üçüncü rekatın secdesini yaptı ise, dört rekatı tamamlar. Sünnet veya kaza kılarken farza başlanırsa, bozmaz.
 
25- Yalnız namaz kılan, selam verirken hafaza meleklerine niyet eder. Cemaatle kılan, meleklerle birlikte sağındaki, solundaki cemaate de niyet eder.
 
26- Camiye giren kimse, ikamet okunup farza başlandığını görünce, hemen imama uymalıdır. Çünkü cemaatle namaz kılınırken sünnet kılmak mekruhtur.
 
Sabah namazının farzı kılınırken camiye gelen, cemaatten ayrı bir yerde sünneti kılıp, sonra imama uyar. Eğer sünneti kılınca cemaate yetişemeyeceğini zannederse, hemen imama uyar. Artık farz kılındıktan sonra da bu sünneti kılamaz. Çünkü sabah namazının farzı kılındıktan sonra sünnet kılınmaz.
 
Öğleyin camiye gelen, ikamet okunmuş veya farza durulmuşsa, o da hemen imama uyar. Farzı kıldıktan sonra kılamadığı ilk sünneti kılar. Sonra da son sünneti kılar. Yatsı namazının farzı kılınırken camiye gelen kimse ise, öğle namazında anlatılan gibi hareket eder. (Halebi)
 
İkindi namazının farzı kılınırken camiye gelen kimse, hemen imama uyar. Farzdan sonra da artık sünneti kılmaz. Çünkü ikindinin farzından sonra nafile kılmak mekruhtur. Fakat kaza namazı kılmak caizdir. Akşama kırk dakika kalıncaya kadar kaza namazı kılınabilir.
 
Camiye girip, cemaat başlamadan ikindinin sünnetini iki rekat olsun kılma imkânı varsa, iki kılmalıdır. Peygamber efendimizin, ikindinin sünnetini iki rekat kıldığı zamanlar da olmuştur. Eshab-ı kiramdan, (Resulullah, ikindinin farzından önce, iki rekat namaz kılardı) rivâyetleri de vardır.
 
27- İmam, dördüncü rekatta oturup, Ettehiyyatü’yü okuduktan sonra beşinci rekata kalkmışsa, cemaat oturarak imamı bekler. İmam, yanıldığını hatırlayıp otursa ve secde-i sehv de yapmadan hemen selam verse, cemaat de selam verir. İmam, rüku ve secdeye giderse, cemaat imamı beklemeden selam verir. Eğer imam, dördüncü rekatta oturmadan kalkmışsa, yanıldığını hatırlamayıp secdeye gitse, namaz fasid olur, yani bozulur. Cemaatin oturması ve selam vermesi fayda vermez.
 
28- Namazları cemaatle kılmalı!
 
 
Camilerde genellikle yapılan hatalar nelerdir?
CEVAP
Abdest alırken ayaklar üç kere yıkanmıyor, üç kere hilallenmiyor, kaplama mesh sünneti yapılmıyor. Ayakları yıkarken, ya suyu her seferinde kapatmalı veya ayağı sudan çekmelidir. Gerek ayakları üç defa yıkama sünnetine ve gerekse kaplama mesh sünnetine riayet etmelidir. Hadis-i şerifte (Unutulmuş, terkedilmiş bir sünnetimi ortaya çıkarana, yüz şehid sevabı vardır) buyuruldu.
Abdest alıp ıslak ayakla camiye girilmemeli. Çıplak ayakla, kolları kısa ve başı açık namaz kılmak mekruhtur.
 
Kameti yürüyerek yapanlar, kamet getirirken ellerini bağlayanlar oluyor. Böyle yapmak mekruhtur.
Evinde ezan okurken de elleri kulaklara koymalı, ezan okurken göğsünü kıbleden çevirmemelidir.
 
Camilerde kimisi ayakları çok açıyor, kimisi de hiç açmıyor. Hanefi’de ayakların dört parmak kadar açılması sünnettir. Şafii’de bir karış kadar açılır.
 
Tekbir alırken avuç içleri yüze karşı tutanlar oluyor ve parmaklarını bitiştirenler çıkıyor. Tekbir alırken avuç içleri kıbleye karşı getirmek ve parmakları kendi haliyle açık bırakmak gerekir.
 
Kavme ve celselerde [yani rükudan kıyama kalkınca ve iki secde arasında] sübhanallah diyecek kadar durmak vaciptir. Daha fazla durmak da uygun değildir.
 
Secdeden kıyama kalktıktan sonra ayaklarını dört parmak kadar açanlar oluyor. Secdeden kalkmadan önce açmak gerekir.
Tehiyatta otururken kimisi dizlerini tutuyor, kimisi de ellerini dizden uzak tutuyor. Doğrusu dizler tutulmayacak, parmaklar diz hizasında olacaktır.
 
Tehiyatta parmaklarını bitiştirenler oluyor. Parmakla kendi halinde açık kalacaktır.
Tehiyatta parmak kaldıranlar oluyor. Hanefi’de parmak kaldırmak mekruh, haram, hatta bid’at diyen âlimler vardır. Parmak kaldırılmamalı. Şafii’de parmak kaldırmak sünnettir.
 
İki kişi cemaatle namaz kılarken biri yarım metre kadar geride duruyor. Aynı hizada durmak gerekir. Sadece imamdan öne geçme ihtimaline karşı, imamdan bir topuk kadar geri durmak iyi olur.
 
Sünnetle farz veya farz ile sünnet arasında konuşanlar çok oluyor. (Kamet getir, pencereyi kapa, saftaki, boşluğu doldur, buyurun siz geçin) gibi sözler söyleniyor. Hatta bir yerden gelmiş arkadaşına hoş geldin diyorlar. Camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak, sünnet ile farz arasında bir şey okumak, konuşmak ve dua okumak, zikir çekmek sünnetin sevabını yok eder. Bazı âlimlere göre sünneti yeniden kılmak gerekir. Vakit az ise, tefekkür veya kalben zikretmeli, vakit fazla ise, kaza borcu var ise, kaza namazı kılmalıdır.
 
Secdede parmakları kapalı tutmalı, dirsekleri yere koymamalı, iki yana da çıkarıp sağ ve solundakileri rahatsız etmemelidir. İmam selam verince cemaat hemen ayağa kalkıyor. Kalkmadan önce, otururken Allahümme entesselâm ve minkesselâm tebârekte yâ zelcelâli velikrâm demelidir. Öğle, akşam ve yatsıda, sünnetler kılınıp namaz bitince, ikindi ve sabah namazının farzını kılınca, Allahümme entesselam... dedikten sonra, üç kere istiğfar söylenmiyor. Bazıları da Allahümme entesselamdan önce söylüyorlar. Bu da yanlıştır.
 
Küçük mescitlerde, namaz kılanlar varken, yüksek sesle Kur’an okuyanlar oluyor. Onların şaşırmasına sebep olmamalı. İmam Kur’an okurken namaz kılmak, hele sünnet veya nafile kılmak çok yanlıştır. Ömür boyu kılınacak sünnet ve nafileler, Kur’an-ı kerimi dinleme farzının sevabına erişemez.
 
Camide kıbleye ayak uzatanlar, biçimsiz şekilde oturup tespih çekenler oluyor. Özürsüz böyle yapmak uygun değildir. İmam namaza başlayacağı zaman sünnete  başlamamalı. Başlanmışsa, iki rekat kılıp selam vererek imama uymalıdır.
 
Beytullah ne demektir?
CEVAP
Kâbe’ye de, camiye de "Beytullah" denir. Allahın evi demektir. Her fırsatta camiye gitmeye çalışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en çok sevdiği yer, camilerdir.) [Hakim]
(Camiye gelen Allahın misafiri olur. Allah da, misafirine elbette ikram eder.) [Taberâni]
 
Birçok camilerin giriş yerlerine sandalyeler konmuş. Sandalyede namaz kılanlar oluyor. Sebebini sorunca da, dini bir gerekçe gösteremeyip, (Dinimizde kolaylık olduğu, güçlük olmadığı için sandalyede namaz kılıyoruz) diyorlar. Doğru mu?
CEVAP
Doğru değildir. Dinde güçlük yok demek, (Size güç gelen ibadetleri yapmayın veya bu ibadetleri istediğiniz gibi değiştirin) demek değildir. Dinimizin izin verdiği ruhsatlardan istifade edilir.
Mesh, meste ve sargılar üzerine yapılır. Ayağını yıkamak zor gelen kimse, çıplak ayağına veya naylon çoraba mesh edemez. Ojenin üstünü veya kaplanmış dişini mesh edemez.
Fıkıh kitapları, hastanın nasıl namaz kılacağını en ince teferruatına kadar bildirmiştir.
Gerek Peygamber efendimiz ve gerekse ulema, sandalyede namaz kılmaya izin vermemiştir. Kendi kafasına göre, dini değiştirenler büyük vebal altındadır.
 
Mescidimize komşular çocuklarını, torunlarını getiriyorlar. Çocuk onun bunun önünden geçiyor, dikkatimizi dağıtıyor. Camiye çocuk getirmek uygun mu?
CEVAP
Hiç zarar vermese de, camiye küçük çocuk getirmek mekruhtur. Zarar verir, kirletirse haram olur. Hadis-i şerifte (Camiye çocuk ve deli koymayın) buyuruluyor. (İbni Mace)
 
Camilerde sünnet namaz kılmak bid'at diyenler var. Doğru mu?
CEVAP
Camide sünnet ve nafile kılmak bid'at değildir.
Farzdan sonra son sünnet yoksa, farzı kılınca veya son sünneti kılınca, imamın, sağa, sola veya cemaate dönmesi müstehaptır. İşlerini görmesi için hemen gitmesi de caizdir.
Âyet-el-kürsi ve tesbihleri okumaları ve ellerini kaldırarak dua etmeleri müstehaptır. (Merakıl-felah)
Dare Kutninin bildirdiği hadis-i şerifte Peygamber efendimiz, (Farz namazdan sonra, sünneti farz kıldığı yerde kılmazdı) buyuruldu.
Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Farz namazı kıldıktan sonra nafile [sünnet] kılmak isteyen, biraz ileri veya geri çekilsin! Yahut biraz sağa-sola gitsin!) [Abdürrezzak]
(Namazını mescitte kılan, evi için de bir nasip ayırsın! Çünkü Allah, onun evinde kıldığı namaza da sevap verir.) [Müslim]
(Mescide girince, oturmadan önce iki rekat namaz kılın! Sonra ister oturun, ister işinize gidin!) [E.Davud]
(İkamet okunduktan sonra farzdan başka namaz kılmayın!) Orada bulunanlar, (Ya Resulallah, sabah namazının iki rekat sünnetini de mi kılmayalım?) diye sual edince buyurdu ki:
(Evet sabahın iki rekat sünnetini de kılmayın!) [Beyheki]
 
İkamet okunurken camiye girince oturmak gerekir mi?
CEVAP
İkamet okunurken camiye giren, imam mihraba gitmek üzere ayağa kalkmamışsa, oturur. İmam otururken ayakta beklemek mekruh olur. (N. İslâm)
 
Birçok camilerde Mihrabın üstünde, Al-i İmran suresinin 37.âyeti yazılıdır. Buradaki mihrab ne demektir?
CEVAP
Mihrab, müstakil bir ev, mescid veya mescid içinde müstakil bir odadır, diyen âlimler olmuştur. Ayrıca Arabide, meclisin en kıymetli yerine ve ön tarafına da mihrab denir. Mihrab, harb kökünden gelir. Çünkü burada şeytanla harb yapılır. (Kadı Beydavi)
 
Hz. Meryemin validesi Hanne ihtiyarlamıştı. Bir ağaç gölgesinde otururken, bir kuşun, yavrusuna bir şeyler yedirdiğini gördü, kendisinde de annelik hevesi uyandı. (Ya Rabbi, eğer bana bir çocuk ihsan edersen, nezrim olsun onu Beyt-ül-mukaddese hizmetçi olarak vereceğim) dedi.
 
Bu duası kabul olduktan sonra kocası İmran bin Masan vefat etti, daha sonra da Hz.Meryemi doğurdu. Hanne, Hz.Meryemi bir hırkaya sararak Mescid-i Aksaya götürdü. Oradaki din âlimleri olan 29 zatın yanına bıraktı. (Bu bir adaktır, kabul ediniz) dedi. Herbiri, onu alıp himaye etmek istedi. Bu yüzden aralarında ihtilaf çıktı. Zekeriyya aleyhisselam, o zatların reisi ve Hz.Meryemin teyzesinin kocası idi.
Bu sebeple Hz.Meryemi kendi alıp himaye etmek istedi. Diğer zatlar ise, (Meryeme anası herkesten daha yakın iken, onu kendi yanında bırakmıyor, artık senin yanında bırakılması uygun olur mu? En iyisi kura çekelim kime çıkarsa, o alıp baksın) dediler. Irmağa gittiler, kalemlerini suya attılar. Hangisinin kalemi sabit kalıp suyun yüzüne çıkarsa, Hz.Meryeme o bakacaktı. Bunlardan yalnız Hz.Zekeriyyanın kalemi su üzerine çıkıp kaldı. Hz.Meryemi, Zekeriyya aleyhisselam alıp, teyzesinin yanına götürdü. Hz.Meryem, genç bir kız olunca, onun için Mescid-i Aksada merdivenle çıkılan, yüksek bir çardak yaptırdı. Bu çardağa mihrab deniyordu. Sonra Hz.Meryemi buraya bıraktı, onun yiyecek ve içeceğini yalnız kendisi götürür, ona verirdi. Başkaları onun yanına giremezdi. Bu esnada, Hz.Meryeme Allahü teâlâ, çeşit çeşit nimetler; yaz mevsiminde kış meyvesi, kış mevsiminde de yaz meyvesi ihsan etti. Hz.Zekeriyya, (Ya Meryem! Bu nimetler sana nereden geliyor) diye sual etti.
 
Hz.Meryemin cevabı âyet-i kerimede şöyle bildirilmektedir:
(Rabbi Meryeme hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyyayı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriyya, onun yanına, mihraba her girişinde orada bir rızık bulur, "Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?" der; o da, "Bu, Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir" dedi) [A.İmran 37]
 
Bir yazarın, hatalarla dolu makalesi ektedir. Gerekli cevabı verir misiniz?
CEVAP
Yazar, (Camide her namazdan sonra musafeha etmek sünnettir. Çünkü Peygamber efendimiz camide de musafeha etmiştir) diyor. Sonra musafeha etmenin faziletine dair hadis-i şerifleri bildiriyor. Evet musafeha etmek çok sevaptır. Ancak  İbni Abidin hazretleri, buyuruyor ki: (Camide her namazdan sonra birbiri ile musafeha etmek bid'attır. Şiilerin âdetidir.) [R. Muhtar]
 
Muteber eserlerde, adet etmeden namazlardan sonra camide ara sıra musafeha etmenin caiz olduğu bildiriliyor. Yazar (Karşılaşan iki arkadaşın birbirinin elini öpmesi sünnet) diyor. Hâlbuki haram olduğu R. Muhtarda yazılıdır.
 
Yazar, (Peygamberimiz kadınlara el öptürürdü. Onlarla musafeha ederdi. Çünkü musafeha etmek sünnettir. Eğer peygamberimiz kadınlara el öptürmemişse, şimdi olsaydı mutlaka el öptürürdü. Çünkü âlimlerin elini öpmek caizdir) diyor.
Evet âlimin, ana-babanın eli öpülür. Fakat namahrem kadın, bir âlimin elini öpemez.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Peygamber efendimiz erkeklerle musafeha ederek sözleştikten sonra, kadınlarla da sözleşme yaptı. Kadınların biati yalnız söz ile oldu. Mübarek eli kadınların eline dokunmadı.) [c.3, m.41]
 
Tibyandan Mümtehine suresinin 12. âyetinin açıklamasında deniyor ki:
Peygamber efendimiz, kendisi ile biat edilirken hiç bir yabancı [namahrem] kadınla musafeha yapmamıştır. Hz.Aişe dedi ki: (Peygamber efendimizin kadınlarla biati akdi (sözleşmesi) söz ile idi. Onun eli, hiç bir yabancı kadının eline değmemiştir.) [Müslim]
 
Yazar, (Doktor, kadına dokunuyor, günah olmuyor da, benim elimi öpünce niçin günah olsun?) diyor. Doktor, zaruret olunca, ihtiyaç miktarı kadına dokunması caizdir. İhtiyaçtan fazla yerini açması haramdır. El öpmekte bir zaruret yok ki doktorla mukayese edilsin.
 
Yazar, (Âlim evlat, cahil babasına imam olamaz) diyor. Bunu kölenin imamlığına benzetmiş. Kölenin imamlığı mekruhtur. Sebebi, köle hizmetle meşgul olduğu için ilim tahsiline vakit bulamaz. Eğer âlim olursa imamlığı mekruh olmaz. A’manın [körün] imamlığı da mekruhtur. Bunun sebebi de, elbisesini temizleyememesidir. Fakat  temiz olan a’manın da imam olması mekruh değildir. Çünkü Peygamber efendimiz, a’ma olan İbni Mektum hazretlerini defalarca kendi yerine imamlığa seçmişti. (Nimet-i İslâm)
 
Mescitte cemaatle namaz kılıyoruz. Farzdan sonra yer değiştirmek müstehap diye son sünneti kılarken cemaat yer değiştiriyor. Kimi de yer değiştirirken birbirini çekiyor. Bu doğru mu?
CEVAP
Bir kimseyi, herhangi bir surette rahatsız etmek, üzmek, zulümdür, haramdır. Birbirini çekmek haram değil, hatta mekruh olsa bile, mekruh işlememek için müstehap terk edilir. Hatta  tenzihen mekruh işlememek için bile müstehap terk edilir. (Halebi)
 
Camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak, sünnet ile farz arasında bir şey okumak, konuşmak ve nafile namaz kılmak gibi sünnetin sevabını yok eder mi?
CEVAP
Evet. Vakit az ise, tefekkür veya kalben zikretmeli, vakit fazla ise, kaza namazı kılmalıdır! 
 
Camiye gidene kesin olarak Müslüman denebilir mi?
CEVAP
Beş vakit namaza cemaatle devam eden kimse Müslümandır. Dünyevi bir menfaat için beş vaktin hepsine devam etmek çok zordur. Bilhassa yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmak münâfıklara ağır gelir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mescide devam edenin imanlı olduğuna şahitlik edin! Çünkü Allahü teâlâ “Allahın mescitlerini ancak Allaha ve ahirete inanan imar eder” buyurdu.) [İ. Mâce]
Demek ki, mescitlerin imarının içinde, mescide [camiye] devam etmek de vardır.
 
Yeni gelenler, camide namazı bekleyenlere selam verir mi?
CEVAP
Selam vermelidir. 
 
Camilerde, ezandan sonra üç ihlas okumak bid'at mı?
CEVAP
Kendi duyacak kadar yavaş okumak bid'at değildir.
 
Safların düzgün olması için camide ip çekmek caiz mi?
CEVAP
Evet.
 
Kıble yönündeki büyük harfli yazıya karşı namaz mekruh mu?
CEVAP
Mekruh olmaz.
 
Farzı kıldıktan sonra sünneti ön tarafta kılmak uygun mu?
CEVAP
Zaruretsiz uygun olmaz.
 
Camide vaaz dinlenirken, öndeki boş yere geçmek günah mı?
CEVAP
Günah olmaz. Eziyet vermek, çarpmak günah olur.
 
Müezzinin, farz namaza başlamadan önce, yüksek sesle salevat-ı şerife okuması bid'at mi?
CEVAP
Evet.
 
Müezzinin, üç ihlas okuyarak işlediği bid'at mekruh mu?
CEVAP
Haramdır.
 
Ezan okunduktan sonra, camide el-Fatiha demek bid'at mı?
CEVAP
Bid’at olmaz diyen alimler de vardır.
 
Müezzinin, arkada tek başına imama uyması mekruh mu?
CEVAP
Evet.
 
Almanya’da faizli kredi ile yapılan camide namaz caiz mi?
CEVAP
Evet.
 
Öğleyin camiye girip, vaktin sünnetine, ilk kazaya kalmış öğlenin farzına ve tehiyyatülmescide de niyet caiz mi?
CEVAP
Evet.
 
Camide arka saftaki bir yaşlıya yer vermek caiz mi?
CEVAP
Evet.
 
Unutulan şeyi almak için, camiye abdestsiz girmek caiz mi?
CEVAP
Evet.
 
Mescide girince okunması gereken bir şey var mı?
CEVAP
Besmele ile girmeli ve itikafa niyet etmeli.
 
Mescitte konuşmak doğru mu?
CEVAP
Dünya kelamı konuşmak caiz değildir. Konuşabilmek için itikafa niyet etmek gerekir
 
Namaz kılanın önünden geçmek uygun değil, ancak camilerde özellikle Cuma günleri erken çıkanlar namaz kılanların önünden rahatça geçiyorlar. Bu konuda hocalar da cemaati hiç uyarmıyorlar. Sizden camilerde, namaz kılanın önünden geçme konusunda bilgi istiyorum.
CEVAP
Büyük camide ayaklar ile secde yeri arasından, küçük camide, ayakları ile kıble duvarı arasından geçen günaha girer. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Namaz kılanın önünden geçmenin, ne kadar çok günah olduğunu bilen, geçmeyip, yüz yıl durmayı tercih eder.) [İbni Mace]
Herkesin gelip geçeceği yere durana da günah olur. Ancak ön safta boş yer var iken, boşluğu doldurmak için namaz kılanın önünden geçmek günah olmaz. Çünkü bu kimse, kendisine olan hürmeti kaldırmış demektir. Namaz kılanın önünden, insan veya hayvan geçmekle namaz bozulmuş olmaz. Namazı bir sütre, yani direk gibi bir şeyin arkasında kılmak gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Namaza dururken sütre koyun! Geçmek isteyene mani olun!) [İbni Mace]
[Geçene işaretle, yüksek okumakla mani olmak caiz ise de, mani olmamak iyidir.]
 
Camilerin kıble duvarına yazı yazmak, levha asmak, süs yapmak caiz mi?
CEVAP
Kıble duvarına koymak uygun değildir. Dikkati çekeceği, zihinleri meşgul edip huşuya mani olacağı için mekruhtur. (Hadika)
 
Çocuk abdestsiz camiye girebilir mi?
CEVAP
Girebilir. Çocuk için günah diye bir şey yok.
 
Sünnetleri evde kılıp farza camiye gitmek iyi midir?
CEVAP
Yolda konuşma ihtimali olur. Konuşulunca sünnetin sevabı gider. Onun için camide kılmalıdır. Evi camiye yakın olan, sabah namazının sünnetini evde kılarsa iyi olur. Tabii yine yolda ve camide konuşmaması ve tesbih falan çekmemesi gerekir.
 
Camiye girip oturduktan sonra, tehiyyetülmescid kılınır mı?
CEVAP
Kılınır.
 
Camide, Kur'an-ı kerim okunan tarafa dönmek efdal midir?
CEVAP
Evet. Kâbeye karşı dönmek de caizdir.
 
Caminin dış kapısında tehiyyetülmescide niyet edilir mi?
CEVAP
Edilmez.
 
Sabahın sünnetini evde kılıp camide, kaza kılmak caiz mi?
CEVAP
Evet.
 
Devamlı kullanmadığımız bir tesbihi kullanmadan önce saymamız gerekir mi? Bazen tesbihler eksik olabiliyor.
CEVAP
Kendimizin tesbihi varsa saymalıyız.
 
Bizim imam Cuma'nın farzından sonra selam verir vermez selaten tüncina'yı hem arapça hem de türkçe okuyarak dua ediyor. Bu duaya iştirak etmek bidat olur mu?
CEVAP
Biz âyetel kürsiyi okuruz tesbihlerimizi çekeriz duaya iştirak edilmez. Çünkü sünnete aykırıdır.
 
Bid'at işlenen camide namazı nasıl kılmalıyız? Herkesten ayrılıp bir köşede mi kılacağız?
CEVAP
Herkesten ayrı kılınırsa dedikodu olur caiz olmaz. Camiye gidilince imama uymak lazımdır.
 
Camide imam Kuran-ı kerim okuduktan sonra el-fatiha deyince fatiha okumak şart mı?
CEVAP
İmam el-fatiha deyince Fatiha okumak gerekmez. Okunmasında da mahzur yoktur.
 
Camide, malayani olmayan sözler dünya kelamı olur mu?
CEVAP
Dünya kelamı olmaz.
 
Basılmasın diye camiden camili seccadeyi alan ne yapmalı?
CEVAP
Yüksek bir yere asmalı.
 

 
 
  Heute waren schon 1 Besucher (13 Hits) hier!  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden